Hiçbir Şey Düşündüğüm Gibi Değil, Her Şey Olduğu Gibi
- Ali Tavlaşoğlu
- 11 saat önce
- 2 dakikada okunur

Yanından ayırmadığı telefonunun çalmasıyla gözlerini açtı. Saatler 9’u geçmişti. Kavurucu sıcaklardan mı yoksa her geçen gün artan kilosundan mı bilinmez, vücudu sırılsıklam olmuştu. Duş almak için banyoya yöneldi ancak saçlarının katlanamayacak denli uzadığını fark etti. Üzerine bir şeyler alıp, yeni taşındığı mahallesinde berber aramaya koyuldu. Ne olur ne olmaz diye yanına biraz daha nakit almıştı. Ne kadar zor olabilirdi ki “Tıraş ne kadar acaba?” diye sormak. “Sen yaparsın,” deyip ilk berber dükkanının kapısını araladı. Sordu sormasına ama sorusu farklıydı.
— Boş musun abi?
Kafa sallamalı bir “evet” yanıtı aldı.
Koltuğa oturdu. Önlük bir anda vücudunu sarmıştı. Aynada kendine baktı. “Ne kadar yakışıklıyım ya,” diye içinden geçirdi. Yalan olduğunu kendi de biliyordu ama kendine söylediği için vicdanı sızlamamıştı.
— Nasıl yapalım? diye sordu berber. Ne önemi vardı ki… “Sen zaten aklındakini yapacaksın,” diyemedi belki ama “Yanları kısalt, üstleri uzun,” diyecekti ki kararlı bir “Tamam,” sözü onu kesti.
Kendini hazırlamıştı gelebilecek tüm sorulara. Ama tek kelime dahi sohbet edilmedi. Bir ara futboldan konu açılırmış gibi oldu yan koltukta ama sıçramadı. Çünkü bu ne bir savaştı, ne de o Ortadoğu’da bir ülke.
Ne kadar süre geçtiğini hesap etmemişti. Aklındaki tek münakaşa, günde yirmi müşteriden kalan kazançtı. Sahi, ne kadardı tıraş ücreti? Bu soruyu sormaya dahi özgüveni yoktu..
Nihayet bitmişti. Kurutma makinesinin eşliğinde, kalın parmakların saçlarının arasında dans etmesiyle anladı. Üzerinde İstanbul silüeti olan kirli bir aynada göz göze geldiler.
— Saçına bir şey sürelim mi? diye sordu.
— Eyvallah, diye yanıtladı.
Tek isteği eve gidip saçlarının yıkandıktan sonraki hâlini görebilmekti.
— Borcum ne kadar? dedi.
— Altı yüz versen yeter, cevabını aldı.
Altı yüz. Sessizce tekrar etti içinde. Günde yirmi müşteri.. Günde on iki bin.. Ayda iki yüz seksen sekiz bin…
Yutkundu.
— Haram olsun, dedi sessizce içinden. Dışarıda hâlâ daha sıcak bir şehir vardı. Ve her şey olduğu gibiydi.
Comments